DOĞA -TARİH'in; Hıdırnebi –Balıklıgöl-Karadağ günübirlik doğa etkinliğinde (12 km yüründü) yaylalarda gördüğümüz çarpıklıklar "keşke sarı öküzü vermeseydik" hikayesi ile "ölümü görüp bayılmaya razı olmak" deyişini anımsamamıza neden oldu.
Keşke yasa iptal olmasaydı
Gezi süresince Hıdırnebi, Balıklıgöl, Fengo, Serda ve Karadağ yaylalarındaki talan (kaçak yapılaşmalar) Anayasa Mahkemesinin iptal ettiği, Çevre ve Şehircilik Bakanlığının "yaylalarda binde beşlik yapılaşmaya" yol açan yasasının iptal edildiğine üzüldüm. Yaylaları birleştiren "Yeşil yol" projesini ise yeniden değerlendirme yapmama yol açtı (!)
Yaylalarda binde beşlik yapılaşma
İptal edilen yasa; yaylalarda planlama yapılarak, yapılaşmaya açılacak alanları saptama ve kiralama yoluyla (yirmidokuz yıllık, tefe- tüfe artışlarına göre) tahsisine olanak veriyordu. Tip projeler üretilecekti; belli bir tarihe kadar yapılanlara dokunulmayacak, kazanılmış hak sayacaktı. Ancak yasa Anayasa Mahkemesinde iptal edildi. Aklımız, sadece doğayı koruma adına, iptalden yana idi.
Keşke yasa iptal edilmeseydi
Pazar günü gördüğüm “tam bir talan”, Hıdırnebi' de yapılaşmanın (şehirleşmenin) tamamlandığı söylesem abartı sanılmasın; Karadağ’da da süreç hızla tamamlanacaktır.
Kaçak yapıları kim yıkar?
Mevcut yasalara göre yaylalarda kalıcı konut yapılamaz(mış) !!! Bu durumda yaylalarda yapılaşma kaçaksa, yollar ve elektrik de kaçak olmuyor mu?
Yaylalardaki kaçak yapılar için yargının yıkım kararları var(mış)! Mahalle konumuna giren Hıdırnebi’de kim yetkili? Kendini yetkili gören (Büyük Şehir Yasasına göre) Akçabat Belediyesi, Yargı kararlarını uygulamaya, Hıdırnebi'ye yıkım ekiplerini göndermiş. Orman ve Tarım Bakanlığı ekipleri; Heeyyyt buralar bizden sorular, şeklinde karşıla(mış)lar yıkım ekiplerini, yıkımlara engel ol(muş)lar.
Bundan sonra kim tutar bizi.
Yaylaların yaşamsal önemini bilmeyenler için "aç ve susuz kalacağız" demek yeterli olmaz elbette... İdarelerin görmezden gelme ve duyarsızlığı ile kaçak yapılaşma yoluyla yaylalar talan edilirken; Akçabat, Tonya, Vakfıkebir ve diğer ilçelerde hayvancılık neredeyse sonlanmak üzere.
Coğrafi işaret belgeli köftemiz ve tereyağımızın acıklı halleri (!)
Hıdırnebi ve Karadağ'dan gelen ne o eski et, ne de süt kaldı. Coğrafi İşaret Belgelii ürünlerimiz sürdürülebilir "kırsal kalkınma projeleri" ile desteklenmeliydi. Noksan bilgi şamar gibi yüzümüzde patlıyor; meralar ve yaylaları koruyamadık, hayvancılığı geliştiremedik. Coğrafı işaret belgeleri duvarda asılan süs olmaktan öteye geçemedi.
Yapılaşmanın pençesindeki yayla ve meralar şimdi "yeşil yol" ile birleştirilecek. Keşke yaylaları bindebeşlik yapılaşmaya açan yasa iptal edilmeseymiş, diyesi geliyor insanın. Ancak yeni durum ile mevcut kaçaklara dokunulmadığı gibi çaktırmadan, yeni binde beşlik alanlar yaratılacağını gösteriyor.
Yapılanları gördükçe yayla tahribatının artacağı endişesine kapılmayanlar, ancak bu konudan siyasi veya maddi rant bekleyenler olsa gerek. Umarız tarih bizi yanıltır.