Mehmet Şal

Mehmet Şal

Karadeniz Havzasında sözde Pontus'tan Hazar'a

Bu coğrafyaya doğudan ve güneyden giremeyen ABD, giriş kapısı olarak Karadeniz havzasında Doğu Karadeniz'i görmektedir. Buradan Kafkaslara oradan Hazar ve ötesine ulaşmayı amaçlıyor. Bu bağlamda ABD ve müttefikleri Doğu Karadeniz'de sözde Pontus devleti kurup doğuya bir kapı açmayı gündeme getirmektedir.

Emperyalist güçler, Türkiye'nin bütünlüğünü federasyon yapılanması ile bozup; güneyde Kürdistan, doğuda Büyük Ermenistan ve Doğu Karadeniz'de Pontus Devleti kurmayı hayal ediyorlar. Hayalleri doğrultusunda Doğu Karadeniz şehirlerini ve özellikle Trabzon, Samsun, Artvin hattına göz diktiler. Özellikle de kritik nokta Trabzon görülüyor. Stratejik, politik, askeri, ekonomik, tarihi ve ulaştırma derinliği dikkate alınarak... Bilhassa limanlarını, kara ve hava ulaşımını lojistik destek yeri olarak görmektedirler.

ABD ve müttefiklerinin kurmak istedikleri hristiyan ortodoks Pontus Devleti ile hem Türkiye'yi Hazar'dan Kafkasya'dan Orta Asya ülkelerinden uzak tutmak, hem de kendilerine Hazar ve ötesinde egemenlik sahası ve kapı açmayı hedefliyorlar.

Bu noktada ABD, İsrail ve batılı merkezler hayalleri gereği Doğu Karadeniz'in yerleşik düzeni bozmak, halkın kafasını karıştırmak, geçmişe dönük asılsız iddiaları gündeme getiriyorlar.

Pontus hayalini gerçeğe dönüştürmek isteyen emperyalist kuvvetler, Türkiye dışında yaşayan Rumları örgütlüyor, dernekler kurduruyor, cemiyetler oluşturuyorlar. Cumhuriyetin kuruluşunda bölgede huzur, asayiş düzen ve güvenlik sağlanmasına rağmen sözde Pontus hayallerini canlı tutmak için ellerinden geleni ardına koymuyorlar.

ABD, İsrail merkezli bu yapı Cumhuriyetin kuruluş aşamasında Doğu Karadeniz'de Rumların Türkler tarafından katledildiğini, zulme uğradığını, göçe zorlandıklarını, böylece bölgede nüfus yapısının değiştirildiğini, Rumlara soykırım yapıldığını iddia ederek hem gündemi canlı tutmak hem kendi tezlerini dünyaya kabul ettirmek hem de Türkiye'yi uluslararası diplomaside zor durumda bırakmak istiyorlar. Sözde Ermeni meselesinde olduğu gibi bu durumu çeşitli kanallarla Türkiye'ye dayatmaya çalışıyorlar. Bu doğrultuda 1990'lı ve 2000'li yılların başında çeşitli yolları deneyerek sözde Pontus meselesini canlı tutmaya girişimlerde bulunuyorlar.

Hatırlanacağı üzere yıllar önce Vatikan destekli papazlar rahipler topluluğu Doğu Karadeniz sahillerinde çevre gezileri düzenlemiş, misyonerlik faaliyetleri yaymaya çalıştılar. Papazlar ve rahipler topluluğu Trabzon limanına yanaşmış, karaya çıkmak istemişlerdi. Ancak durumun amacını farkeden Trabzon halkı bilinçli ve sağduyulu tepki vererek limana inmelerine müsaade etmemiş, papazlar limana çıkamadan geri dönmüşlerdi.

Bilindiği kadarıyla emperyalist güçlerin desteği ile Yunanistan Doğu Karadeniz köylerinden topladığı gençleri gençlik kamplarına götürerek Rumca öğretiyor, eğitim veriyordu. Avrupa Birliği bu gençlere burs imkanı sunuyordu. Yunanistan bu yolla Doğu Karadeniz'de Grek kültürünü aşılamaya çalışıyor.

Avrupa Birliği ve ABD, Yunanistan üzerinden çalışmaları destekliyor. Her yıl dünyanın bir çok yerinde Pontus kongreleri topluyorlar. AB komisyonlarında Rumların zulme uğradığını Doğu Karadeniz'de soykırıma tabi tutulduğunu iddia eden raporlar hazırlamak suretiyle durumu resmileştirmek çabasındalar.

Pontus devletinin ortodoks olması aynı zamanda menfaatleri gereği ortodoks olan Rusya'nın da ilgisini çekmektedir. Rusya, el altından Pontus meselesini kaşımaktadır.

Trabzon'da rahip Santaro'nun öldürülmesi hadisesi bu meselede düşündürücü olmakla birlikte, ilintili tarafı incelenmelidir.

Bölgede birçok kilisenin onarılması ve ibadete açılmasını meseleyle bağlantılı değerlendirmeli.

Emperyalizmin merkezi ABD'nin doğuya genişleme siyaseti sonucu Ukrayna'da Turuncu devrimini desteklemesi ve Ukrayna - Rus savaşında Ukrayna'nın yanında yer alması, Gürcistan'da kendisine yakın bir yönetimin iş başında olması, Azerbaycan ile yakın diyaloglar geliştirmesi, Karadeniz'e kıyı ülkelerde üs kurma girişimi ve Rusya'yı zayıflatma, etkisizleştirme hamleleri, Pontus meselesi ile Türkiye'yi sıkıştırma gayreti Karadeniz'i savaş ortamına dönüştürmüştür. Bu girişimlerin hepsi Karadeniz'e girme ve oradan Kafkaslara, Hazar ve ötesine açılma gayretidir.

ABD'nin NATO eliyle Türkiye'den üstler istemesi ve özellikle Trabzon, Samsun limanlarını istenmesi, ABD'nin tam bir Hazar ve ötesi harekatını uyguladığını göstermektedir.

Rusya, Azerbaycan, Özbekistan, Kazakistan enerji kaynaklarının batıya taşınmasında bölgenin enerji terminaline dönüşmesi ABD'nin Karadeniz havzasına egemen olma amacıyla ilgilidir.Bu nedenle ABD, İsrail ve batılı devletler Karadeniz havzasının sahip olmak için Karadeniz kıyısı ülkeleri istikrarsızlaştırma girişimleri neticesinde Türkiye'de de Pontus yapılanmasını gerçekleştirip Kafkasya'ya Hazar'a ve ötesine kapı açmaya çalışmaktadırlar.

ABD ve yandaşlarının, Pontus projesi büyük Ermenistan ve Kürdistan hayallerini de gerçekleştirmeye yöneliktir. Birbirine sınırı olabilecek bu devletleşme girişimlerinin denize bağlantı kurması hedeflenmektedir.

Tüm bu gelişmeler ışığında olması gereken, Türk milleti olarak tarihten ders çıkartarak uyanık olmaktır. Hayal edilen böyle bir yapıya müsaade etmeyecek bilinçte olmaktır. Türkiye Cumhuriyeti Devleti siyasal otoritesi üniter ve ulusal yapısını korumaya yönelik adımlar atmalıdır. Emperyalizmin Doğu Karadeniz'de hayal ettiği Pontus devleti oluşumuna ve Türkiye'yi Kafkasya ve Hazar'dan uzaklaştırma girişimine
müsaade etmemelidir.

Bu vatanın ve milletin evladı olarak inanıyorum ki; bir asır önce Kurtuluş Savaşı'nda emperalist güçlerin Pontus hayalini çöpe atan Türk milleti ve devleti bugün de buna müsaade etmeyeceğini dünyaya gösterecek. Üniter ve ulusal yapısı korumaya devam edecektir.

YAZIYA YORUM KAT
Haberlerde yapılan yorumlarda Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.