Recep Ergenç

Recep Ergenç

Sen bir de bizim yaylayı gör

Bu köşeden sizlere en çok aktardığım konuların başında Turizm geliyor sanırım. Bu konuda aktif çalışan kişi ve kurumları da takdir ediyor, destekliyorum. Trabzon’da turizmin geleceğine inanıyorum çünkü pazarlayamadığımız onlarca varlığımız (zenginlik kaynağımız) var.

Trabzon Doğal ve Tarihi Değerleri Koruma Derneği (DOĞA TARİH) Başkanı Doç. Dr. Coşkun Erüz, Çevre Bakanlığının yeni oluşturduğu ”Çevre ve Tabiat Varlıkları Danışma Kurulu” üyeliğine dahil edildi. Hem dernek olarak hem de dernekte gönüllü sivil toplum savunuculuğu yapan tek tek kıymetli bireyleri olarak, Doğa Tarih gerçekten etkin bir STK ve ben de başarılarını size aktarmaktan mutlu oluyorum.

DOĞA TARİH ile bir Trabzon turu yapalım istedim.

İlk durağımız, önemli varlıklarımızdan Köprübaşı-Çaykara “Barma Yaylası”. Barma Yaylası, endemik tür/türlere, benzersiz doğal özelliklere sahip; cennetten bir köşe. Buranın korunarak geleceğe taşınabilmesi için yayla, Kasım 2019’da “Barma Yaylası Turbalıkları Doğal SİT Alanı” olarak 1. derece doğal SİT olarak tescil edildi. Barma Yaylası ekolojik ve coğrafik değerleri korunarak, sürdürülebilir doğa turizmine katkıda bulunsun isteniyor. BB tarafından altyapı ve turizm odaklı üst yapı proje ve uygulama çalışmaları başlatıldı. Yayla, Trabzon doğa/kırsal Turizmine katılacak.

Sırada Araklı Yılantaşı yaylası var…

DOĞA TARİH’in doğa koruma çalışmalarının ilk başarısı “Ağaçbaşı Turba Bataklığının” Doğal SİT alanı olarak koruma altına alınmasıdır.

Ekolojik ve jeolojik varlığımız olan turbalıklar, sulak alanların etrafındaki bitkilerin su altında oksijensiz kalarak çok yavaş bir şekilde çürümesi sonucu meydana gelen doğal yaşam alanlarıdır. Oluşumu binlerce yıl süren turbalıklardaki bitki kalıntıları, 'yaşayan arşiv' niteliğindedir. Çıkarılan bitki örneklerinden insanoğlunun o yöreye ne zaman geldiği ve hangi ürünleri yetiştirdiğine dair önemli bilgilere ulaşmak mümkün.

Sorular, sorular, sorular

Zihninizde bir “medeniyet tasavvuru” yoksa hiçbir konuda tutarlı bir “strateji” kurgulayamazsınız. (Dünya Gazetesi 7 Mayıs 2020 Rüştü Bozkurt)

Bu sözü aklımızda tutarak devam edelim. Günümüzde küreselleşmede güç merkezi olarak ülkelerin yerini kentleşme almıştır. Kentler, marka ve rekabetçilik güçleriyle bölgelerinin ve ülkelerinin kalkınma dinamiklerini harekete geçiren ana unsurlar olarak ön plana çıkmaktadır. Ulusal kalkınma programlarının, bölgesel bakış yerine kentler temelinde bir yaklaşımla hazırlanması daha doğru sonuçlar yaratacaktır.

Trabzon kenti özelinde tüm paydaşların üzerinde uzlaştığı noktalardan biri turizm. Yapılan çalışmalar yeterli mi, eleştirileriniz ve önerileriniz var mı? Trabzon’u uluslararası turizm marketlerinde “Burası Trabzon mu?” dedirtecek bir il haline getirebilecek miyiz, ekonominin bu önemli ayağı için başka neler yapabiliriz? Geçen günkü yayla göçü yazım üzerine bir dostum “sen bir de bizim yaylayı görsen” dedi. Ben göreyim de, sen ne yapıyorsun o güzel yaylanın ekolojik bir turizm merkezi olması için?

Bu sorulara cevaplarıma dair onlarca yazı yazdım, bunu en iyi okurlarım bilir. Hem yazıyorum, hem de sahada birçok STK, bürokrat ve iş insanıyla çalışmalar yapıyorum. STK’ların önemi işte burada ortaya çıkıyor. Diyelim ki turizm konusunda deneyiminiz, fikirleriniz var, veya hiçbiri yok ama katkı vermek istiyorsunuz bir şekilde. Adres neresi? Elbette sivil toplum kuruluşları.

Her şeyi siyasetten, bürokrasiden beklemeyelim. Turizm varlıklarımız için savunuculuk yapmak, en çok STK’ların misyonu olmalı. Bizlere düşen de, STK’lara katılmak.

DOĞA TARİH ve bölgesel kazanımlar

DOĞA TARİH’ın bir başka başarısı da “tarihi Sürmene Karacakaya köyünün kentsel sit alanı” yapılmasıdır. Dirlik ve Üstündal köylerinde bulunan nitelikli yapıların incelenip tescillenmesi için çabaları da övgüye değerdir.

Trabzon şehir merkezinde ise 35 tarihi bina, dernek araştırma raporlarına dayalı talepleri ile tescillendi.

Çakırgöl başında (3000 m), Doğu Karadeniz’in en büyük (4km) ve günümüze ulaşmış Deveboynu Osmanlı Siperleri ve tarihi mezarlık tescillendi.

Karaca Mağarası ve çevresinin Milli Park- yada doğal SİT için ekolojik değerlendirme çalışması bu yıl yapılacak ve tescil yolda.

BB de gözünü ve kulağını “bu gelecek tasavvuruna” dayamış görünüyor. Rüştü Bozkurt doğru demiş Trabzon BB’nin projelendirdiği “Yayla Göçü” projesi de takibimizde olacak.

Bütün süreçlerde emeği geçenleri, katkı verenleri tebrik ederim.

Turizm üzerine bunca söz söylerken, bir noktanın altını çizmek için son sözü Doç. Dr. Oğuz Kurdoğlu’na veriyorum:

“Ekolojik olmayan ekonomik olmaz.”

YAZIYA YORUM KAT
Haberlerde yapılan yorumlarda Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.