Prof.Dr. Osman Bektaş
Trabzon için Değişim Şarttır
BÜYÜK ŞEHİR TRABZON İÇİN DEĞİŞİM- DÖNÜŞÜM ŞARTTIR
Doğada her şey zaman içerisinde aşağıdaki resimlerde olduğu gibi değişiyorsa bizler de bu değişime uyum sağlamalıyız. Çünkü değişmeyen sadece değişimdir.
Yerel yönetimlerde, belediyelerde, yeniden yapılanma yeni yasal düzenlemelerle tekrar gündem oluşturmaktadır.
Trabzon’un büyük şehir olma projesi şehrin gelişiminde ve şehircilik anlayışında açılan yeni bir sayfadır.
Geçmişte yapılan şehircilik anlayışındaki yanlış uygulamalar ve populist politikalar büyük şehrin modern yapılanmasında kullanılabilecek olan çok değerli deneyimlerdir.
Değişim sadece yasalarla sınırlı kalmayıp uygulamalarda ve toplumun değer yargılarında da etkili olursa değişim-dönüşüm gerçek amacına ulaşmış olur.
1970 1998 2003
DEĞİŞMEYEN SADECE TRABZON’UN DOĞAL MİMARİ YAPISIDIR
Trabzon’un doğal mimari yapısı jeolojik ve jeomorfolojik özelliklerinin bir yansımasıdır.
Denizden beslenme, deniz taşımacılığı, sağlıklı yaşam koşulları ve deniz kenarında yaşama arzusu tüm dünyadaki büyük şehirlerin %80 nin deniz kenarında kurulmasının ana nedenleridir.
Bu nedenle 4000 yıllık tarihe sahip Trabzon ili Boztepe-Akçaabat sırtının Karadeniz’e bakan yamaçlarında kurulmuştur.
1937 2010
Trabzon’un bu günkü doğal mimari yapısının veya arazi şeklinin oluşturulmasında 3 farklı doğrultudaki fay sistemi önemli rol oynamıştır.
1- Doğu-batı doğrultulu fay sistemi 0-300m arasında 6 eski deniz plajının (denizel taraça) basamak şeklindeki yükseltilmesinden ve bu nedenle Boztepe-Akçaabat sırtının oluşmasından sorumludur. Şehrin çeşitli mahalleleri Faroz, Yenimahalle, Erdoğdu, Bahçecik, Boztepe v.b bu sırtın faylarla yükseltilmiş eski plaj düzlüklerinde ve düzlükler arasındaki yamaçlar üzerinde kurulmuştur.
2- Kuzeydoğu ve kuzeybatı doğrultulu fay sistemleri ise Değirmendere, Tabakhane, Zağnos, Beşirli ve Sera deresi vadilerinin oluşmasını sağlamışlardır. Bu vadiler havalandırma bacaları gibi deniz havasını şehrin iç kesimlerine taşınmasından sorumludur.
3- Bu nedenle Trabzon’un jeolojik yapısı Trabzon’un mimari yapısına(taraça mimarisi) yansımıştır.
TRABZON CUMHURİYET DÖNEMİNDE NASIL BÜYÜMÜŞTÜR?
Cumhuriyet döneminden bu yana geçen zaman içerisinde Trabzon’un büyümesinde öne çıkan temel unsurlar:
· Hızlı nüfus artışı
1950 yılında merkez nüfusu 34000 olan Trabzon’un 2009 yılı sayımlarına göre nüfusu 450 000’e ( 15 kat artış) ulaşmıştır.
· Göç alan ve göç veren bir il
Tüm dünyadaki gelişime uygun olarak Trabzon ilinde de 2000 yılından itibaren köylerden şehre göç hızlanmış köylerde ise nüfus gittikçe azalmağa başlamıştır.
· Yavaş-Orta Büyüme
Genelde doğu-batı doğrultusunda sahil boyunca, daha az olarak da güneye doğru büyümeğe çalışan Trabzon ilinin yıllık büyüme si 1987-2008 verilerine göre %1.35 dir. Bir kıyaslama yapmak gerekirse komşu il Rize’de büyüme oranı %1.98 iken İnegöl’de bu oran % 4.18’e ulaşır.
· Çarpık kentleşme
Aşırı nüfus artışı olmayan ve yavaş veya orta hızda büyüyen Trabzon ilinin bu gün birikmiş birçok şehircilik sorunu vardır ( Trafik, toplu taşımacılık, alt yapı eksikliği, içme suyu, çöp depolama, çevre kirliliği, arazi kullanımı, doğal afet zararlarını azaltma v.b ).
Cumhuriyet döneminden bu yana artan nüfusa bağlı olarak her yıl kendini daha da fazla ön plana çıkaran şehircilik sorunlarının ana nedeni değişik dönemlerdeki şehirleşme planlarına tam olarak uymayan (1938 Lambert, 1970, 1987, 2003 şehirleşme planları) ferdi ve siyasi kararlardır. Başka deyişle bilim ve bilgi etkin bir şekilde kullanılmamış, yeniden yapılanma uygulamada değil sadece plan ve proje üzerinde gerçekleşmiştir.
· Sahil arazisini tüketmiş bir il
Şehirleşmeyle ilgili olarak artan nüfus, kısmen büyüyen sanayi ve ekonomi, insanların deniz kenarında yaşama isteği arazi talebini üst noktalara taşımıştır. Bu nedenle 2010 yılından itibaren denizden yer kazanma Akyazı projesi ile gündeme gelmiştir.
Denizi doldurarak yer kazanmanın en önemli kriterlerinden biri denizden kazanılacak yer ile karadaki arsanın birim fiyatları arasındaki farkdır. Akyazı’da denizden kazanılacak olan arazinin maliyeti bu günkü hesaplara göre karadaki arazinin birim fiyatından yaklaşık 6 kat daha azdır.
Bir karşılaştırma yapacak olursak dünya ortalamasında denizden yer kazanmanın maliyeti 250 euro/m2’ nin altındadır. Oysa denizin büyük ölçüde doldurulduğu Honkok’da arazinin m2 si 32.000 euro/m2’ya çıkmaktadır.
· Tarım arazisini beton yığınına dönüştüren bir il
Belediye kanununa göre sürdürülebilir kalkınma ilkesine uygun olarak çevredeki tarım alanlarının ve su havzalarının korunmasını sağlamakla görevli olan Trabzon Belediyesi geçmişten günümüze sağlıklı bir politika izleyememiştir.
1970’lı yıllara kadar kendisinin ve çevre illerin sebze ihtiyacını karşılayabilen Trabzon tarım arazisini büyük ölçüde yerleşim alanına dönüştürerek sebze üreten değil tüketen il durumuna dönüşmüştür.
· Su havzasını etkin bir şekilde kullanamayan bir il
Türkiye’nin en fazla yağış alan illerinden biri olan Trabzon henüz içme suyu sorununu tam olarak çözememiştir. Şehrin su ihtiyacını karşılayan Değirmendere vadisinin yerleşime açılması bu konudaki yanlış politikalardan bir tanesidir. Bu yanlış politikalar sonucu şehir içme suyunun önemli bir miktarını yakın-uzak illerden sağlamaktadır.
· Sadece futbolu ve üniversitesi ile öne çıkan bir il
Trabzon cumhuriyet döneminden bu yana sosyo-ekonomik olarak futbol ve üniversite şehri olmaktan öte gidememiştir. Bu iki unsur şehrin tarihinden gelen kültür mirasının bir uzantısıdır.
BÜYÜK ŞEHİR OLGUSU İÇİN SADECE YASALARDA DEĞİL UYGULAMADA VE TOPLUM ANLAYIŞINDA DA DEĞİŞİM- DÖNÜŞÜM ŞARTTIR
Büyük şehir olma yolunda önemli adımların atıldığı şu günlerde büyük şehir olmanın getirileri ön plana çıkarılmaktadır. Oysa yukarıda sıraladığımız bu günkü çarpık şehircilik anlayışı ve kısır büyüme politikası sürdürülse Trabzon büyük şehir değil sorunları daha da büyüyen bir il olur.
Çağdaş , modern, büyük Trabzon ili için belediyenin ve toplumun şehircilik anlayışında değişim ve dönüşüm şarttır.
Şehrin sağlıklı ve sürdürülebilir büyümesi için geleneksel belediye yapılanması değiştirilerek çağın gereği olan bilimsel standartlara uygun belediyecilik anlayışına geçilmelidir.
Şehrin jeolojik, coğrafik, sosyo- ekonomik verileri yanı sıra doğal afet bilgileri veri bankasında toplanmalı ve değişik amaçlar için coğrafi bilgi sisteminden yararlanılmalıdır.
Çağdaş bilgisayar teknolojisi ile donatılmış belediye ilin zaman ve mekan içerisindeki değişimlerini uydu ve hava fotoğraflarından sürekli olarak izlemeli, denetim yanında dinamik yeni gelişim politikaları üretmelidir.
Kent Konseyi daha aktif hale getirilerek şehrin gelişimindeki sorumluluk halkla paylaşılmalıdır.
Özetle Geçmişte yapılan şehircilik anlayışındaki yanlış uygulamalar ve populist politikalar bu günkü büyük şehir Trabzonun modern yapılanmasında kullanılabilecek olan çok değerli deneyimlerdir. Yapıcı değişim sadece yasalarla sınırlı kalmayıp uygulamalara da yansırsa, toplum bu değişimi benimseyip uyum sağlarsa ve muhalefet yapıcı bu değişim- dönüşüme destek verirse çözülemeyecek hiçbir sorunumuz kalmaz
Prof.Dr.Osman BEKTAŞ