Türk milletinin iradesinin üzerindeki prangayı kıran, özgür iradenin tecelligahı olan, bağımsızlığımızın sembolü, milletimizin kaderi ve geleceğinin müşterek kubbesi altında toplandığımız TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET MECLİSİ'nin kuruluşunun 101. yıl dönümünü kutluyoruz.

Milli mücadelenin büyük bir mucizevi zaferle sonuçlanmasına; namusla, şerefle, haysiyetli, onurla, gururla, özgürce ve bağımsız bir şekilde yaşamamıza ev sahipliği yapan Türkiye Büyük Millet Meclisi'nin 23 Nisan 1920'deki ruhunun mutluluğunu bugün yeniden yaşıyoruz

Kişi yaşamının en kıymetli değeri kendi iradesidir.Bu iradeyi özgürce rahatlıkla kullanma hakkı, kişinin kendi gücüyle elde edeceği bir kazanımdır. Birey kendi iradesini öyle kolay elde edemez. Güçlü ve uzun soluklu mücadele ile elde edebilir. İşte; bu vatanın her evladı ihtiyacı olan mücadeleyi içeride saltanat ve avanesine , dışarıda emperyalist canavarlara karşı vererek elde etmiştir.

Türk milleti kendi kaderini belirleyen, iradesine ipotek koyan saltanat anlayışını yıkıp her bir vatandaşın kendi iradesine sahip çıkmış, günden güne elde ettiği kazanımına değer katmıştır.

Milli mücadele hazırlık dönemiyle başlayıp İstiklal harbinin başarı ile sonuçlanması sonrasında bu necip milletin her bir ferdi elde ettiği kişi hak ve özgürlükleri çerçevesinde kendi iradesine sahip çıkmış ve onu yüceltmeyi şiar edinmiştir.

Şunu da unutmamak gerekir. Kişi hak ve hürriyetlerinin temeli, alt yapısı 19. yüzyılın ikinci yarısında oluşturulmaya başlamıştır.Ancak aksak, sakat, eksik sembolik şekilde oluşturulan ve ilerleme kaydeden insan hak ve hürriyetleri, bireylerin kendi iradesini özgürce kullanma gücünü TBMM'NİN açılması ile taçlandırmıştır.Bir tarafta iradeleri kendi tekeline alan saltanat zihniyeti diğer tarafta her insanımızın iradesine özgürlüğüne tasallut eden işgalci emperyalist güçlere karşı Mustafa Kemal Atatürk, silah arkadaşları ve kutlu mücadeleye destek veren her Türk vatandaşı ile yılların yüzyılların tabuları yıkılmıştır. Vatanın her evladı sonuna kadar hakettiğini kendi kaderini belirleyecek irade kullanım özgürlüğüne ulaşmıştır.

TBMM'nin kutsi iradesi her ferdi ile hayat bulmuş, geleceğine yelken açmıştır. Milletin iradesi devletimizin ve milletimizin geleceğine damga vurmuş, vurmaya da devam edecektir.

İşte bu noktada, bireyin ve milletin iradesini korumak ve nesilden nesile koruyup devamını sağlamak hem devletimizin hem milletimizin hem her bir şahsın görevidir. Onun için bu hakların çocuklarımıza öğretilmesi ve nasıl korumaları gerektiğini anlatmak ,yaşatmak elzemdir. Çocuklarımızı; milli irade şuuru ile bilinçli kılmak, insanımızın çocuklarımızın ve gelecek nesillerin yaşanabilir huzurlu mutlu gelecekleri için mecburi ihtiyaçtır.

Şimdi görev; bu onur ve gururun, mutluluğun, değerini, ruhunu, bilincini evlatlarımıza öğretmek; bu milli duruşu gelecek nesillere aktarmaktır. O nedenle çocuklarımızı bu ruh ve bilinçle yetiştirmeli, milli iradeye dayalı bağımsız yaşanacak yarınlar için yeni kapılar ve ufuklar açmak milli vazifemizdir.

Milletimizin geleceğine, insanımıza özgür ve bağımsız iradesini kazandıran , bu uğurda kutlu mücadelenin çatısı olan TBMM'nin açılışına damga vuran, milli irade ruhuna hayat veren Mustafa Kemal Atatürk ve silah arkadaşlarını, aziz şehitlerimizi minnetle, rahmetle anıyorum.Kabirleri nur, mekanları cennet, ruhları şad olsun.

Türkiye Cumhuriyeti devletinin aziz evlatlarının kendi iradesi ve ruhuna sahip çıkması; iradelerini başkalarına kiraya vermeden özgürce yaşaması dileğiyle, 23 Nisan Ulusal Egemenlik Ve Çocuk Bayramı'nızı kutlar, hep beraber nice 101. yıllara...