İbrahim Değil
“İyi niyetle büyü yaptırsam günah olur mu?”
Estetik ameliyatlar geçirdikten sonra Türkiye güzeli seçilen bir genç kadın, "Kendimi bu ülkeye ait hissetmiyorum." demişti. Herkes kendisine çok kızınca "Sözlerimi yanlış anladınız." dedi. Yanlış anlamaya müsait sözleri iyi niyetle yorumlamak gerektiğini okumuştum. İyi niyetli olmak erdemdir. Bir haber başlığı gördüm: "Okula girip saz çaldı." İtiraf ediyorum: Saz çalanlara hep imrenmişimdir...
"Birini çok seviyorum. Onun da beni sevdiğinden eminim ama aramızda engeller var. İyi niyetle büyü yaptırsam günah olur mu?" diye soruyor bir kadın. İyi niyetli olduktan sonra dert etme, bacım. Yalnız, başarılı olursan büyünün tarifini istirham edeceğim. Tamamen iyi niyetle.
İyi niyetli insanları her yerde görebiliriz. Özel sektörde çalışan Melahat Hanım, mesela. Devlet memuru olabilmek için pek iyi tanımadığı bir kadına para vermiş. Akabinde iyi bir amaçla verdiği paranın havaya gittiğini anlayınca çok üzülmüş. Verdiği rüşvetin karşılığını alamayan her iyi insan üzülür.
“Bilgisayar korsanı” Kevin, şirketleri "hack"leme işine yıllar önce meraktan ve hiçbir kötü niyeti olmadan girmiş. İyi niyetle korsan gemisini karanlık sularda epeyce yüzdürdükten sonra enselenip 5 yıl hapis cezası almış. Lakin iyilik eninde sonunda kazanıyor. Kevin Bey artık beyaz şapkalı bir korsan.
İbrahim de iyi niyetli bir insan. Kendisini sosyal medya yoluyla dolandırmışlar, adaşım buna sinirlenip ben de aynısını yapmazsam ne olayım, demiş. Birkaç yüz lira toplamayı başardıktan sonra pişman olup kendini ihbar etmiş. İyi niyetli olduğu için İbrahim’e 46 yıl 8 ay hapis cezası vermişler. “İçeride benden az ceza almış katiller vardı, bana gülüp duruyorlardı.” diyor. Neyse ki bir ay yattıktan sonra avukatının çabalarıyla dışarı çıkmayı başarmış, İbrahim.
“İyi niyet” konusu biraz karışık. İyi niyetle kalkıp katil olanlar var, biliyorsunuz. İyi niyetli hırsızlar var, 6 kafadar. Soyguna gittikleri dükkân sahibi bunlara demiş ki: “Gençler, sabahın bu vaktinde kasada para ne gezer! Ben biraz satış yapayım da siz akşama yine gelin.” Olur, tabii, biz en iyisi öyle yapalım, deyip akşamüstü tekrar gitmişler ki cümleten geçmiş ola!..
İyi niyetli sömürgeciler var, mesela, yüzyıllarca var oldular. Gittikleri yerlere “medeniyet” götürmek için türlü meşakkatlere katlandılar. Bunların kolluk kuvvetleri yerli halkları sopalayıp, tüccarları kazıklayıp dururken iyi niyetli misyonerleri de insanlara kanaatkâr, bağışlayıcı ve teslimiyetçi olma vaazları verip durdular. Kendi çıkarları için -pardon- sadece Tanrı adına…